Topyekûn Dijitalleşiyoruz - FokusX - Kişisel Gelişim Eğitimleri

Topyekûn Dijitalleşiyoruz

Çok ama çok hızlı geçen tek şey zaman…
Hiçbir şekilde telafisi olmayan yegâne şeyde zaman.
Sanki birkaç hafta önce 23 nisanı kutlamıştık, bayrağımızı yeni indirmiştik
balkon camından.. Ama bir yıl geçmiş bile..

Öncelikle demokrasinin, milli iradenin, millet egemenliğinin en bariz
göstergesi olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.

Gecen ay dijital dönüşüm konusundaki yazımı bu aya ertelemiştim.
Dijital dönüşümü inanılmaz detaylandırdığımız da, detaylar da boğulup
vazgeçildiğimize vurgu yapmıştım sadece…
Yıllardır danışmanlık yaptığım firma ve kurumlarda en çok rastladığım konu,
detaylara girip içinden çıkamayıp vazgeçenler, topyekûn dijitalleşiyoruz diye
başlayıp bütçesinin altında ezilip ya başlamadan vazgeçenler ya da yarı yolda
bırakanlar ki, en kötüsü bu.
Öncelikle en basitinden en karmaşık olanına kadar teknolojiye geçiş, bir üst
versiyona geçme veya tüm operasyonları dijital ortama almak için tüm iş
süreçlerinin manuel olarak sorunsuz işlemesi şarttır.
Bizler duygusal insanlarız, hemen her şeyi arkamızda bırakamayız. Kurumlarda
mentaliteler hazır olmadığından, ciddi dirençlerle karşılaşırız. Bunun en iyi
çözümü modüler sistemi devreye alıp, faydalarını görüp inanarak devam
etmektir.
Tabi önemli bir konuda dijital dönüşümü herkes aynı mı anlıyor…

Kesinlikle bundan şüpheliyim.

Tam dijitalleşme olmasa da teknolojikleşme ile nasıl yeni ufuklar
açılabileceğine dair küçük bir örnek vereceğim; Türk Kahvesi…!

Dört beş yıldır kaliteli kahve tutkusu ile oldukça güzel tatlar ve farklı mekanlar
keşfettim. Kahve dergisini de takip etmeye başladım. Okuduğum bazı bilgilerde
aslında teknolojinin Türk kahvesi ile buluşmasının oldukça geç olduğunu ve
bunun Türk kahvesini diğer kahveler gibi hızlı tanınma imkanını da geciktirdiğini
ortaya koyuyor..
Kahve 1517’de Yemen’in fethi ile Osmanlı topraklarına girmiş ve 1543’te
Özdemir Paşa ile Osmanlı Sarayına dahil olmuş. Tabi saraydaki cariyeler
sayesinde de bugünkü kahve falı da kültürümüze dahil olmuş oluyor.

Yaklaşık 500 yıllık bir tarih… Bakır cezvelerde geleneksel usullerde pişirilen Türk
kahvesi, okkalı köpüğü ile sohbetlerin vazgeçilmezi olmuştur.
Tabi ki gerçek keyif, geleneksel yöntemlerle pişmesi. Ancak birçok kafe ve
restoranlarda ocakların kahve pişirmeye uygun olarak üretilmemesi ve maliyet
açısından sıkıntı yaratmasından dolayı, geleneksel yöntemin yaygınlaşması pek
mümkün olmamış.

Hepiniz hatırlarsınız, sigorta attıran, plastik su ısıtıcılar… Metal kaşık
kullandığında elektro şok görevini yerine getiren.. Ama yine ciddi bir döneme
imza atmıştır. İlk kahve makinesidir.
Yanlış hatırlamıyorsam 2010’ların başı ile kahve makineleri ortaya çıkmaya
başladı ve Türk kahvesi hızla tanıştı, düşük maliyetle geleneksel lezzete yakın
tatlarda yakalanmaya başladı. Hatta artık mangaldaki kıvamı yakaladığını iddia
eden makineler var.

Peki teknoloji ile tanışmak Türk kahvesi neler getirmeye başladı.

Öncelikle ticarethaneler Türk kahvesini daha rahat sunmaya başladığında,
yaygınlaşma başladı, makine çeşitleri artmaya başladı. Kahve fincanları
özelleşmeye veya halka inmeye başladı diyebiliriz. Kahve makinesi ile birlikte
yapılması kolaylaştığından yurtdışına satışı artmaya başladı.
Türk kahvesinin tanınmaya başlaması ile makine, fincan, kahve ve hatta lokum
üreticisi de bu sektörde rol almaya başlayacaktır ki bir çok ülkede de satışları
yapılmaya başlamış, hatta Milona’da Four Seasons Hotel 18 Euro’ya menüsüne
koymuş, çok yakında Venedik’te önemli bir kahve markası Türk kahvesinin
lansmanını yapacakmış.
Her yerde farklı bir kahve markası ile değişik konseptiyle ortaya çıkan kahve
satan mekanlar açıldı diye düşünsek de, istatistiklere göre Türkiye’de kişi başı
kahve tüketimi haftada üç fincan. Yani önü çok açık bir sektör. 500 yıllık bir
kültür, teknoloji ile tanışınca çok kısa bir sürede dünya kahve sektöründe pazar
kapmaya başladı.

Ooo yine kaptırmış gidiyoruz…
Daha önce duyduğum ama okuduğumda tekrar hoşuma giden bir bilgi ile
bitirmek istiyorum.
Kahvaltı kelimesinin aslında “kahve altı “ dan evrildiğini biliyor muydunuz?

Hep mutlu olun…

Lütfi Özbilen.